Herkese tekrar merhaba,
umarım yeni yıl herkese mutluluk, sağlık ve başarı getirir. Ayrıca 2019 hedeflerinize ulaştığınız, isteklerini elde ettiğiniz bir yıl olur.Yeni yılın ilk yazısında size Almanya’ya nasıl döndüğümü, yüksek lisans ve vize başvuru sürecini anlatacağım. Almanya’ya Nasıl Döndüm? İyi okumalar!
Erasmus stajından döndükten sonra yoğun iki dönem beni bekliyordu. Her bir dönemdeki, bitirme projesi ve beş dersimle gerçekten yoğunluğu uzaktan bile belli olurken, daha detaylı olarak incelendiğinde yapılması gereken üç vehicle dynamics projesi, bir adet self balancing robot, iki ileri termodinamik projesi ve bir otomotiv mühendisliğinde malzeme seçimi projesi ve bitirme projesiyle ders dönemim tam bir bölüm sonu canavarı olmaya adaydı.
15 Ekim’de almış olduğum haberle de part time mülakat sonucumla da haftada iki günlük Bosch maceram, 400 kilometrelik tek yönlük seyahat beni bekliyordu. Böyle yazınca o kadar da uzun gözükmeyen yollar, her hafta 800 km ve 36 hafta boyunca süren part time çalışmam ile birlikte düşününce artık otobüs muavinleriyle arkadaş olmaya başlamıştım.
Bu yoğun dönem sırasında bir yandan da geleceğime planlamaya çalışıyordum ve kariyerime tadı damağımda kalan Almanya’da yeni bir sayfa açmak istiyordum.
Hazır Bosch Türkiye’de çalışıyordum, part time da olsam iç ilanlara ulaşıp, ilandaki müdürlere ya da insan kaynaklarına mail atıp başvuru yapabiliyordum ama bir terslik vardı, başvurularıma durmadan red alıyordum ama yılmadan tekrar tekrar deniyordum. Her gelen red cevabı B planı düşünmem için bana gönderilen ilahi bir yanıt gibiydi, ama ilahi yanıt biraz geç gelmişti sanki.
Benim gibi sadece otomotiv alanında Almanya’da İngilizce yüksek lisans yapmak isteyen biri için sadece bir elin parmakları kadar seçenek vardı fakat ikisi daha mekanik odaklı, biri sadece software olması nedeniyle elimde sadece iki seçenek kalıyordu, RWTH Aachen ya da TH Ingolstadt.
Teoride kalan iki seçeneğimi incelediğimde pratikte seçenek olarak aslında sadece TH Ingolstadt vardı, çünkü IELTS’e girip sınav sonucunu almam RWTH Aachen‘ın başvurusundan sonraya kalıyordu, keşke ilahi yanıt bir ay önce gelebilseydi, ama sizlere önerim son sınıfın yazında, IELTS ya da Toefl, bir sınav sonucunuz mutlaka hazır olsun.
İlk dönem bittiğinde artık Bosch ailesinden biri gibiydim, fabrikada birçok kişiyi tanıyordum ve birçoğu da beni tanıyordu. Hacettepe Kariyer Staj Fuarında Bosch IK ile birlikte standda öğrencilerin sorularını cevaplarken artık Bosch etiketimi hissediyordum, ve bundan mutluydum. Kariyer fuarı sırasında Bosch içerisinden kişilerle tanışıyordum.
Mayıs ayında Yüksek Lisans başvurumu gönderirken artık Almanya’da iş arama sürecimi sonlandırıyordum ve artık “C” planı olarak Türkiye’de iş ve yüksek lisans combosuna da odaklanıyordum fakat “C” planı hala plan aşamasındayken Ingolstadt’tan gelen kabul mailiyle birlikte gerçekleşmemiş düşünceler listemde yerini alıyordu. Gönderdiğiniz başvuru belge kopyaları aslı gibidir mühürlü olmalı, yoksa başvurunuz geçerli sayılmayabilir, bu yüzden ben belgelerimi iki kez yollamak zorunda kaldım.
6 Haziran’daki bölüm birincisi olarak diplomamı aldıktan bir buçuk ay sonra Bosch’taki işimden istifa edip artık vize başvurusuna ve Almanya’da ev aramaya odaklanıyordum.
Bu noktada size tavsiyem kabul mektubunuz gelir gelmez gideceğiniz şehirde bir otelde ilk haftanız için rezervasyon yaptırıp vize başvuru randevunuzu almanız. Ben biraz ağırdan alıp ev bulduktan sonra başvurdum ve Ağustosun sonuna aldım vize randevumu ve o zamana kadar Almanya’da bloke hesap açıp ilk yıl için gerekli olan miktarı yollamam gerekiyordu ve bunlar zaman alıyordu ve tabii ki vize görüşmeme yetişmedi. Ben de vize görüşmeme hesap açtırmak için yolladığım belgelerle beraber Türkiye’deki banka hesabımın dökümüyle gittim. Konsolosluktaki memur bu şekilde belgelerimi işleme alırken, vizemin çıkması için paranın Almanya’daki bloke hesaba aktarılması gerektiğini bana aktardı.
Artık eylülün ortası gelmişti ve ben parayı yeni transfer etmiştim. Kurban bayramı nedeniyle Türkiye’de tatil ama Almanya’da neyse ki değildi. Bayramın ikinci günü gelen mail para transferinin gerçekleştiğini bildiriyordu ve bu onay belgesini Almanya’da gideceğim şehirdeki Yabancılar Ofisine ve Ankara’daki konsolosluğun vize bölümüne gönderdim.
28 Eylül Pazartesi günü telefonumun sesine uyandım ama açtığımda artık çoktan kapanmıştı telefon. Tekrar aramadan önce uykumun açılmasını beklerken mailimde Ingolstadt Yabancılar Ofisinden gelen maili okuduğumda vizemin onaylandığını öğreniyordum. Bu güzel haberle uykumun son emareleri dağılmıştı ve uykumu bölen numarayı arıyordum ve vize bölümünde görüştüğüm memur bayram tatili arasında gönderdiğim belgeyi almadığı için başvurumun ilerlemediğini bildiriyordu. Yabancılar Ofisinden aldığım mailden ve belgeyi de bayram tatilinde gönderdiğimden bahsedince durumu kontrol edip geri döneceğini söyleyerek telefonu kapatıyordu.
Uykumdan eser kalmamış ve artık saat öğlene doğru geliyordu. Kahvaltı sonrası koltukta çayımı içerken telefonum tekrar çalıyordu, Konsolosluktaki memurdu arayan, vizemin eve bir gün sonra postalanacağını söylüyordu, fakat kargomun elimine ulaşmasını beklemek istemiyordum. Bu yüzden elden alıp alamayacağımı sordum.
29 Eylül Salı, 16.47
Vizemi aldım ve hemen orada bilgilerin doğruluğunu kontrol ediyordum. Artık önümde engel kalmamıştı.
2 Ekim Cuma, 9.20
Hava alanındayım.
12.40
Pasaport kontrolünden geçtim, yeniden evimdeyim.
Umarım Almanya’ya Nasıl Döndüm adlı yazımı beğenerek okudunuz. Almanya’ya Nasıl Döndüm? ilgi çekici yazılar için bizi sosyal medyada da takip edebilirsiniz.
Not: Bir sonraki yazım Almanya’ya Hazırlık 101‘de daha detaylı olarak hazırlık aşamasını anlatacağım, lütfen takipte kalın.