Erasmus mu, O da ne?
Üniversiteye başladığımda hiç haberdar olmadığım bir programdı. Yurt dışı hayalleri kurmaya başladığımda araştırıp öğrendim ki aradığım aslında tam da bu programmış. Öğrenciler için öğrenim ve staj hareketliliği olarak iki ayrı olanak sunan bu program hem farklı kültürler tanıyıp, hem dil öğrenip, hem de farklı deneyimlerle ufkunuzu genişletebileceğiniz bir paket. Ayrıca burs sağlayarak yurt dışında geçireceğiniz dönem boyunca sizi finanse ettiği için de daha da cezbedici bir hale geliyor.
Bölümümün (Hacettepe Üniversitesi Endüstri Mühendisliği) Almanya’yla anlaşma yaptığını öğrenmemle beraber benim seçimim Erasmus öğrenim hareketliliği oldu. Daha önce lisede Almanca dersi almış olmamın etkisiyle Almanya’ya karşı hep sempati duymuşumdur. Gerçi itiraf etmem gerekirse başvurmaya karar verdiğimde A1 seviyesinde bile Almanca bilmiyordum. Ama ikinci bir dil olarak Almanca’yı öğrenmek konusunda yüksek motivasyonum vardı. Bu da beni Westsächsische Hochschule Zwickau ‘ya başvuru için itici güç oldu.
Başvuru kolay da, seçilmek için şans da lazım…
Başvuru için sadece sistemde online formu doldurmak, öğrenci işlerinden transkript almak ve yabancı dil notunu gösterir belgeye sahip olmak yeterli. Yabancı dil için hazırlıktaki İngilizce notumu kullanabilmiş olmam bana kolaylık sağlamıştı. Ama eğer yükseltmek isterseniz de Yabancı Diller Ofisi’nde tekrar İngilizce sınavına girmek mümkündü. Yapılan sınavın içeriği tam olarak hazırlık atlama sınavlarıyla aynı diyebilirim.
Bütün belgeleri tamamladıktan sonra Avrupa Birliği ofisi tarafından, yabancı dil puanınızın %50’si ve genel akademik not ortalamanızın %50’si ile toplam puanınız belirlenip bölümünüzdeki başvuranlar arasında sıralanıyorsunuz. Bu sıralamaya göre ben dördüncü sıradaydım ve 2013’te bölümümüzden ilk üç kişi burslu olarak gönderiliyordu. (Şuanda bu kişi sayısı yeni anlaşmalarla beraber daha da artmış olabilir.) Başvuru ne kadar kolay olsa da birçok başvuran arasında ilk üçe giremezsem burssuz bir şekilde Erasmus benim için hayal olarak kalacaktı. Tam bunları düşünürken bir arkadaşın fikrini değiştirdiğini ve benim gidebileceğimi öğrendiğimde havalara uçtum. İşte şans burada devreye girdi. O gün hayatımda büyük bir dönüm noktası oldu.
Hiç gözüm korkmadı diyemem…
Erasmus benim için birçok ilk demekti. Uçak deneyimi, yurt dışı deneyimi, ailemle ve sevgilimle (şimdi eşim) altı ay görüşmeme yaşadığım ilklerden sadece bir kaçıydı. Ayrıca gitmeden önce Almanca’da sadece A1’i bitirecek zamanım oldu. İngilizce de ise heyecanlanıp konuşmada zorluk yaşıyordum. Bütün bunlar birleşince başlangıçta gözüm korkmadı diyemem. Ama Almanca’da çok hoşuma giden bir söz var…
Wer nicht wagt, der nicht gewinnt!
Cesaret etmeyen kazanamaz!
Bu sebeple kararımı sonuna kadar takip ettim.
Erasmus’ta neler yaptım?
Kayıt işlemleri ve bilgilendirmelerden sonra, ilk olarak integrasyonu hızlandırmak adına okulun Erasmus öğrencileri için sunduğu bir aylık Almanca kursuna katılmak için seviye tespit sınavına girdim ve A2 çıktım. Tam da seviyemde devam edeceğimi düşünürken, A2 sınıfının açılmayacağını A1 ya da B1’den devam edebileceğimi öğrendim.
Aynı şeyleri tekrar tekrar görmemek adına seçimimi B1’den yana yaptım ve dolayısıyla bi hayli zorlandım. Ama amacım Almanca öğrenmekti bu yüzden Erasmus dönemim boyunca ağırlıklı olarak Almanca öğrenmeye yönelik dersler aldım ve Almanca’mı B2 seviyesine kadar geliştirdim. Bu derslerin birkaçını fikir olması açısından aşağıda paylaşıyorum.
- Deutschkurs für ERASMUS- und Teilzeitstudierende – B1
- Deutschkurs für ERASMUS- und Teilzeitstudierende – B2.1
- Wirtschaftsdeutsch – B2
- Technisches Deutsch – B2
- Deutsche Landeskunde – B2
Bunların yanı sıra Arnavutluk, İspanya, Fransa, Çin, Özbekistan gibi birçok ülkeden arkadaşlarım oldu. Farklı kültürler hakkında yeni bilgiler öğrenmenin heyecanını yaşadım. Ayrıca kendi ülkemi tanıtmak çok eğlenceliydi.
Erasmus süresince Avrupa’da Dresden, Leipzig, Berlin, Münih, Stuttgart, Oslo, Viyana gibi birçok şehre gittim. Bütün bunlar için param yetiyor muydu diye aklınıza takılabilir.
Bursum ve üzerine eklediğim 1500€ ile aylık masraflarımı karşılayabildiğimi ve birçok şehri de gezebildiğimi söyleyebilirim.
2013’te yaklaşık aylık 425€ gibi bir burs Avrupa Birliği tarafından sağlanıyordu ve bunun %80’ini Erasmus’a gitmeden önce alınıyordu. Kalanı ise döndükten sonra hesabınıza yatıyordu. Bu sebeple bursun üzerine ekleme yapmak gerekmişti.
Zwickau’nun Almanya’nın doğusunda az nüfuslu küçük bir şehir olması hem yurt masrafı, hem yemek masrafı konusunda benim için avantaj oldu. Yurt için sadece aylık yaklaşık 260€, market içinse eğer çok iyi alışveriş yaparsam aylık 100€ civarı harcamam oluyordu. Bunun dışında 3,5€’ya döner ya da 2,5€’ya pizza da yiyebiliyordum.
Erasmus Öğrenim Hareketliliği bana neler kattı?
Birçok ilki yaşadığım Erasmus deneyimimin kariyerimde ve kişisel gelişimimde büyük bir dönüm noktası olduğunu söyleyebilirim. Benim için katkılarından en önemlileri;
- İngilizce akıcı ve problemsiz bir şekilde kendimi ifade etmek
- İyi bir seviyede ikinci yabancı dilimin olması
- Farklı kültürler ve Avrupa şehirleri görerek ufkumun genişlemesi
- Almanya’da staja kabul almam
- Türkiye’de Alman şirketinde çalışmaya başlamam
- Ve son olarak Almanya’da Master’a kabul almam
Bunların hepsini düşündüğümde iyi ki Erasmus öğrenim hareketliliği, iyi ki Almanya çılgınlığı diyorum.
Umarım okurken keyif almışsınızdır. Yorumlarınızı veya sorularınızı aşağıda belirtmeniz beni çok mutlu eder.
En başta da belirttiğim gibi Erasmus sadece öğrenim hareketliliğinden ibaret değil. Eğer Erasmus staj hareketliliği konusunda bilgi almak isterseniz buradan ulaşabilirsiniz.
Sorularınız varsa yorum kısmından sorabileceğiniz gibi, Instagram ya da Facebook‘tan da bize ulaşabilirsiniz. 🙂